ESKŞEHİR'DE YAŞAMAK AYRICALIKTIR

ESKŞEHİR'DE YAŞAMAK AYRICALIKTIR

6 Mart 2014 Perşembe

DEMİRYOLLARI KENTLERİN HİKAYELERİNİ DEĞİŞTİRİR

Fotoğraf: Ömer Asaf TOSUN
UĞURCAN USGÜL
Kentler yaşayan organizmalardır. Bu organizmaların gelişim süreçlerinde beslendiği kaynaklar o kentin belleğini oluşturan birikimlerdir. Günlük yaşam içerisinde kentte yer etmiş ve nostaljik öge haline gelmiş hikayeler bazı kentlerin tarihinde kaderlerini değiştiren süreçlerin başlangıcıdır.
Göç yolları, ticaret yolu ve deniz kıyısı olan kentler ticaret ve buna bağlı olarak çok kültürlülük ile tanışmışlarıdır. Bu tanışma farklı bir gelişim süreci yaşamalarına sebep olmuştur. Tıpkı deniz kıyısı olan kentler gibi demiryolları da geçtiği kentlerin hikayelerini değiştirmiştir.
Ulaşımın insanoğlunun ihtiyaçları doğrultusunda tekerlekle başlayan yolculuğu tarihin çeşitli aşamalarında çeşitli teknolojik şekilleriyle kırılmalara neden olmuştur. Bu kırılmalar farklı kültürel birikimlere sahip olan toplumlarda farklı sonuçlar yaratmıştır. Demiryolları da insanların ve kentlerin tarihiyle en çok özdeşleşen ulaşım aracı olarak değerlendirilebilir.
Demiryolları gittiği yere alt yapısını götürmek için sanayiyi kurmuş beraberinde yerleşim birimlerini ortaya çıkarak kentlerin örgütlenmesini sağlamıştır. Oluşan bu kentler demiryollarının getirisi olan yaşam biçimi ile şekillenmişlerdir. Eskişehir’in de demiryolu etrafında örgütlenmeye başlayan bir modernleşme tarihi vardır ve demiryolları kent kültürüne önemli etkiler bırakmıştır.
Demiryolunun Uzun Yolculuğunda Çağdaşlaşmaya Etkileri
Bu etkileşime kısa bir tarihsel süreçten bakmakta fayda var. Demiryolu ve bu sihirli makinenin tarihi, endüstri devrimi ile birlikte gelişen teknolojik yenilikler dönemin toplumsal yapısındaki değişimini anlatmaktadır. “Demiryolu Çağı” olarak adlandırılan dönem sadece ulaşım alanında değil kültürel değişimler de yaratmıştır.
Özellikle Avrupa’da endüstri devrimi ve demiryollarındaki önemli gelişmeler makinelerin yarattığı üretimi ve beraberinde ticaretin gelişmesini sağlamış, kültürel etkileşim bu gelişmelere bağlı olarak kitle iletişim teknolojilerini de geliştirmiştir. Toplumsal bütünleşmeyi oluşturan bu teknolojiler kitle toplumunun oluşumunu sağlamıştır.
MC. Luhan toplumun yaşamsal faaliyetlerinin yeni biçimlerinin yaratılmasında demiryollarının önemli rol oynadığına dikkat çekerken demiryolunun gittiği her yerde, taşıdığı maldan bağımsız olarak ya da demiryolu aracının içeriğinden bağımsız olarak bir taşıma ya da ulaşım aracı olmasından öte enformasyon ağı olarak toplumsal dönüşümü sağlayacağına dikkat çeker.
Demiryolu teknolojisinin endüstri devrimi ile başlayan misyonunda modern toplumsal anlayışı bir makine olma işlevinin ötesine taşınmıştır. Demiryolu dönem içindeki özelliği ile üretimsel faaliyetleri canlandırır, toplumsal sürece hareketlilik getirir, ulaştığı coğrafyayı yeniden biçimlendirir. Gelişme ve kalkınma söyleminin demiryolu ile taşınması beraberinde ulaştığı yerde kültürel ve toplumsal değişimin önünü açmıştır.
Liman etrafında oluşan kentleşme ve kitle toplumu artık demiryolları ağları ve istasyonları etrafında oluşmaktadır. Modern kent yaşamını şekillendiren ulaşım teknolojileri deniz araçlarında olduğu gibi insanlığı büyüleyen bu makine haberin iletilmesi sürecinde basılı yayın organlarının taşınmasının yanı sıra artık edebiyattan, müziğe, sanata ve sonrasında sinema filmlerine popüler kültür ürünlerinin içerisinde yer alarak toplumun belleğinde modernleşmenin yaşam tarzının sembolü olmuştur.
Teknolojik gelişmeler sonucunda gerçekleşen sanayileşme, modern toplum kavramının içerisinde değerlendirilmektedir. Ticaretin gelişmesi kapitalizmin taşıdığı kültürel yapıyı ulaştığı coğrafyada kentleşme olgusunu ortaya çıkarmaktadır. Bu bakış açısıyla sanayileşme teknolojik gelişme ile birlikte toplumsal bir yapıda ele alınmalıdır. Sosyal ve kültürel anlamda olan gelişmeler sanayileşmeyi oluşturan teknoloji ve ekonomik hareketlerin sonuçlarıdır.
Demiryolları ve Türkiye
Osmanlı İmparatorluğundan kalma dış ülkelerin elinde olan ticarete dayalı kıyı şeridi demiryolu ağı Birinci Dünya Savaşı sonrasında yeni kurulan Cumhuriyet tarafından kalkınmanın itici gücü olarak coğrafyayı birbirine bağlayan enformasyon ağı olmuştur. Demiryolu ulaştığı yere rejiminin egemen söylemini taşımış, istasyonlar etrafında devletin kamu ve sosyal kurumları hizmet vermiştir.
 Eğitim, sağlık kuruluşlarının istasyon yanlarına yapılmasının yanı sıra sosyal tesislerde bulunan sinema ve tiyatro salonları şeker ve dokuma fabrikalarında olduğu gibi cumhuriyetin yaşam tarzını oluşturma kısmında toplumu örgütleyici rol oynamıştır. Anadolu coğrafyasına modern kent yaşamını taşıyan demiryolları ulaştığı coğrafya üzerinde toplumun hızla dönüşümünü sağlamış, üretim pratikleriyle birlikte yaşam tarzını da değiştirmiştir.
Falih Rıfkı Atay’ın ifadesiyle; “… Demiryolcular yalnız ray döşemediler, tünel açmadılar, köprü kurmadılar, taraf taraf fabrikalar açan, sulama işlerini halleden bu memleketi yüzyılımıza ulaştıran, teknik ve inanç kadrosunun da habercisi ve müjdeleyicisi oldular.”
Demiryolları ağının ulaştığı yere sağlık, eğitim, spor, sanat gibi faaliyetler ulaşarak enformasyon taşıma görevini yerine getirmiştir. Hem bu kurumsal yapı içinde çalışanlar hem de halk demiryollarının taşıdığı enformasyon ile devletle özdeşleşmiştir.
Cumhuriyet ile başlayan demiryolu projesi salt bir ekonomik kalkınma projesi olarak ele alınmamalıdır. Cumhuriyet dönemi demiryolu projesini Feroz Ahmed şu sözlerle anlatmaktadır, “Bu yollar Türkiye’nin toplumsal ve ekonomik gelişmesi için de aynı derecede önemliydi. Lokomotif gittiği her yere uygarlık götürüyordu.”
 Hükümetin tüm sıkıntılara rağmen demiryolu politikasını sürdürmesini ardında hızlı bir dönüşüm süreci ile yeni yaşam tarzının yaygınlaşması vardı. Bu hedef mutlaka bir toplumsal düzenle işleyecektir bu sebeple demiryolları telgraf gibi enformasyonu ulaştığı yere taşıyacak ve enformasyonun kendisi olarak toplumsal yaşam içinde önemli rol oynayacaktır.
Mahmut Kiper, Anadolu’da yaşanan bu değişimi şu sözlerle anlatmaktadır. ”Türk Bayraklarıyla süslü lokomotif, tiz düdüğünü çalarak dağları delen demiri seren demiryolcuların zaferini yeni ulaşılan beldelere duyururken, yöre halkı demiryolu ile gelen medeniyeti coşkuyla ve içtenlikle bağrına basar.”
Sanayileşmenin yaşanması ile birlikte Cumhuriyet dönemi kent yapıları birer devletçilik simgesi haline gelen şeker, dokuma fabrikaları yanı sıra demiryolu hattı ve fabrikalarının etrafında şekillenmeye başlamıştır. Eskişehir de olduğu gibi bu sanayi yapılarının beraberinde taşıdığı ideolojik ve çağdaş yaşam modeli fabrikalarda çalışan işçilerin oluşturdukları yerleşim bölgelerinde gözlenebilir konuma gelmiştir.
Eskişehir’de demiryolları kentin yaşam tarzı olarak dönüşümüne öncülük etmiştir. Kuşaklar boyu demiryolcu aileler, bu ulaşım sisteminin örgütlenme sistemi içerisinde aldığı kültürel yapıyı günümüze kadar taşımıştır. Eskişehir’de demiryollarının işletme logosu şeklindeki istasyon binası, yanında demiryolu okulu, fabrika, sosyal tesisleri, kentin en köklü spor takımı Demirspor kulübü, şeker ve basma fabrikasıyla şehrin çağdaşlaşma tarihinde önemli yere sahiptir.
Cumhuriyet kenti Eskişehir’i “Cumhuriyet Kenti” yapan kalkınma yatırımları Şeker, Basma fabrikalarının yanı sıra Demiryolları kuşaktan kuşağa bir sosyal örgütlenme sağlamış, kalkınmanın beraberinde taşıdığı sosyal yaşam kurulan fabrika etrafında demiryolu mahalleleri ile günümüze taşınmıştır.
Dededen toruna demiryolcu olan aileler günümüzde kent belleğini oluşturan mirasın sahipleri olarak kentin aydınlanma tarihine katkı sağlamıştır. Sonuç olarak deniz, kara ve demiryolu ulaşımları uygarlık tarihinde kent açısından dönüm noktaları yaratmıştır.  Eskişehir’de Cumhuriyet’in lokomotifinin sesi başlayan hikayesi günümüzde kentin simgesi haline gelen tramvay ile devam ediyor ve kentin belleğine döşenen raylar geçmişten günümüze güçlü bağlar oluşturuyor.

Hiç yorum yok: