ESKŞEHİR'DE YAŞAMAK AYRICALIKTIR

ESKŞEHİR'DE YAŞAMAK AYRICALIKTIR

3 Mart 2014 Pazartesi

KÜLTÜR ŞEHRİ ESKİŞEHİR


ALİ EFE ÖZDEMİR

Eskişehir denince hemen hemen  herkesin aklına sanat ve sosyal yaşam gelir. Peki şehirdeki opera binası ,kültür merkezleri ve tiyatrolara ilgi ne düzeyde ?Şu an 3-5 tl gibi cüzi paralara izlediğimiz oyunlar ve konserlerin koltukları ne kadar dolu?

Bu soruların cevaplarını gidenler iyi bilir. Salonlar dolu ve alkış yerinde.Başkan Büyükerşen sayesinde bir bardak çay parasına Shakespeare izliyor, Vivaldi diniliyorum.Bu  olanaklar bugünün Türkiye’sinde büyük bir şans olsada ,şehir dışından gelen,ismini duyurmuş ama maddi açıdan gişeye yaklaşmanın biraz cesaret istediği oyunlar ve konserlerde var tabii ki,normal karşılamak lazım…

Bununla beraber “Şehir kültürdür,şehir sanattır” gibi henüz içi tam olarak doldurulamamış sloganların olduğu bu toprakların öz kültürü olan  Yunus Emre’nin ismini ,yüzünü ve sözünü unutmak bu topraklara yapılan en büyük ihanettir.
Eğer Eskişehir'i kültür sanat şehri yapma yolundaysak, önce kültür kelimesinin sözlük anlamını baştan okumalıyız. kültür; bir topluma ya da halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat yapıtlarının tümüdür.Kültürlü insan  Almanyanın Bertolt Brecht ‘ine de bu toprakların Nazım Hikmeti’ne de sahip çıkmalıdır.Söz gelimi kültür şehrinde öz kültür yoz kültüre dönüşmemelidir.

Polyannacılığı bir kenara bırakıp özeleştri yapacak olursak;

Kültür şehrinde yaşayan insanlar , üniversite kütüphanesine gitmek için özel izin almadığı,
Bu insanların düşünceleri uğruna öldürülmediği,
 Şehrin kendine ait müzik,tiyatro ve edebiyat  festivallerini ülkeye ve dünyaya tanıtıldığı,
Kültür şehrinde,sanata ve düşünceye sansür uygulanmadığı günlere yaklaşana kadar “şehir kültürü” kavramını biraz daha iyi anlamak ve yorumlamak bizler için yararlı olacaktır.



Hiç yorum yok: